UZUN YOLLARI DA GÖZE ALABİLEN BİR DOSTLUK

UZUN YOLLARI DA GÖZE ALABİLEN BİR DOSTLUK

 

Ya biz, binde bir karşımıza çıkan dostluk,

arkadaşlık, sevgililik fırsatlarını ne yapıyoruz?

Akşamüstünün bir saatinde,

yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşabileceğimiz,

omzumuza dolanan bir kolun,

başımızı yaslayabileceğimiz bir omzun,

belimizi kavrayan bir elin,

uzun yollara dayanıklı aşkların sahibi karşımıza çıktığında

tanıyabiliyor muyuz onu, değerini biliyor,

biricikliğini, benzersizliğini anlayabiliyor muyuz?

 

Yoksa hayatı sonsuz, fırsatları sayısız sanıp

kendimizi hep ilerde

birgün karşılacağımızı sandığımız bir başkasına

bir yenisine ertelerken

hayat yanımızdan geçip gidiyor mu?

 

Karşımıza erken çıkmış insanları yolumuzun dışına

sürerken bir gün

geri dönüp onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz?

Hayat her zaman cömert davranmaz bize,

tersine çoğu kez zalimdir.

her zaman aynı fırsatları sunmaz,

toyluk zamanlarını ödetir.

Hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların,

eskitmeden yıprattığımız dostlukların,

savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla

yapayalnız kalırız bir gün

 

Bir akşamüstü yanımızda kimse olmaz,

ya da olanlar olması gerekenler değildir.

Yıldızların bizim için parladığını göremeyen gözlerimiz,

gün gelir hayatımızdan kayan yıldızların gömüldüğü maziye kilitlenir...

 

Kedilerin özel bir anını yakalamak gibidir kendi hayatımızdaki

olağanüstü anıları ve olağanüstü kişileri yakalamak.

Bazılarının gelecekte sandıkları 'Bir gün' geçmişte kalmıştır oysa;

hani şu karşıdan karşıya geçerken trafik ışıklarında rastladığımız ,

omzumuzun üzerinden şöyle bir baktığınız sonra da boşverip

'Nasıl olsa ileride bir gün tekrar karşıama çıkar'

dediğinizdir.

 

Oysa tam da o gün bu zalim şehri terk etmiştir o;

 

boş yere bu sokaklarda aranırsınız...

Bugün 219 ziyaretçi (676 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol