O VE AKSAKALLILAR

O VE AKSAKALLILAR

 

Yeşil selviler, beyaz mezar taşları ve elyazma kitaplar vardı manzarada. 
Gün akşama yakındı ve durgundu. 

Bir yemiş sofrasının başında bağdaş kurmuş gibi 
oturmuşlardı etrafına ibret aynasının. 
Aksakalları bilgin, gözleri genç, elleri yorgundu, 
ilhamlı, vahim ve dalgındılar. 
O, birdenbire meclise geldi 
dedi : 
«— İbret aynasından bakıp 
çubuklarını yakıp 
şerh ü izah edenler. 
Değişmekte olanı görüp 
içine girip 
değiştirmektir hüner. 
Ve sanmayın ki değişen başı boş bir oktur, 
kanunu ve nizamı yoktur. 
Ben, bilip bildiririm ki : 
Rab ve kitap 
ve saçı rüzgârda uçan «kahraman» değil, 
(karanlık orman, tuzlanmamış deri, 
budaklı lobut ve taş baltadan beri) 
Onlar'dır büyük macerayı yapan. 
Onlar ki toprakta karınca 
suda balık 
havada kuş kadar 
çokturlar. 

Korkak, cesur 
cahil, hakîm 
ve çocukturlar. 
Ve kahreden 
yaratan ki Onlar'dır, 
şarkılarımda yalnız Onlar'ın maceraları vardır...»

Bugün 2 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol