HÜSÂM EFENDİ HOCA

HÜSÂM EFENDİ HOCA

 

Nasılsa ismini duymuş ki bendegânından,

Hüsâm Efendi’yi aldırmak istemiş Sultan.

 

İrâdeler geledursun, o, i’tizâr ederek,

Saray civârına yaklaşmamış, değil gitmek.

 

Bu izz ü nâz üzerinden epey zaman geçmiş;

Günün birinde, Beşiktaş taraflarında bir iş,

 

Sürüklemiş o havâlîye Mesnevî-hânı.

Duyunca vaka’yı Abdülmecîd’in erkânı,

 

“Çağırtalım mı?” demişler; “evet” demiş, Hünkâr;

Takım takım yola çıkmış hemen silâhşorlar.

 

 

Hüsâm Efendi henüz Dolmabahçe’lerde iken,

Gelip yetişmiş adamlar, üçer beşer, geriden.

 

— Efendimiz bizi gönderdi, çok selâm ediyor;

“Görüşmek istiyorum, kendi istemez mi?” diyor.

 

Uzun değil ki saray, işte dört adımlık yer;

Hemen dönün, gidelim, hiç düşünmeyin bu sefer!

 

Dönün, ricâ ederiz...

                             — Dinleyin, sabırlı olun:

Ben elli beş senedir teptiğim yegâne yolun,

 

Henüz sonundan uzakken, tükendi gitti ömür;

Tutup da bir geri döndüm mü, yandığım gündür!

Hilvan, 4 Şubat 1341 (1925)

 
Bugün 30 ziyaretçi (158 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol