SEVGİLİ KARDEŞİM
SEVGİLİ KARDEŞİM
Sevgili kardeşim
dedim biz
şeytana taş atarken de
yoksulduk
göğsümüzün üzerinde Bilali taş taşırdık
yoksulduk
demircide kızgın demirlerle dağlanır
taş taş olurdu önümüzde
diken diken olurdu
sırtımız ve ayaklarımız kanardı
çöl, dağ ve mağara
işaret olurdu yol çizgi olurdu iz
kutlu vakitlere sığınırdık
aklar ak mühürle karalar kara mühürle
yeniden doğardı güneş
taşların dikenlerin mızrakların üzerinden.
Sevgili kardeşim
demim; biz
yolu yol belledik
iz izledik, gönendik.
Gökyüzünde güneş bileğimizde kavi bir sevda
yürürüz kalabalıklar arasından
çağ eskitemez bizi
eskimez yasa
eskimez kuluz biz
topraktan ve nurdan izler taşımaktayız
gök ve yer ve ikisi arasında
doğulu
batılı
güneyli ve kuzeyli suretlerde yaşamaktayız.
Korku ve umut, korku ve yüreğimiz
alazlardan geçiyorken
kutlu sevdalar işleniyorken gergefte
yıkanmış el yıkanmış yüz yıkanmış ayak
sevgili kardeşim
güvercinler vapur dumanlarından
kitap kitapsızlardan
iyi mi, sakın ola, iyi mi
makinalar elbet yeniden yorumlanabilinir.
Sevgili kardeşim
rakamlar yevmiye defterleri arasında
kapıların o korkunç gıcırtıları arasında
solgun bir yaprak gibi dolaşıyor kahır
taş devri yontma taş devri cilalı taş devri
tunç ve demir
demirden kapılar devri
demirden parmaklıklar arasında devrim
bilinir.
Sevgili kardeşim
dedim; biz
yolu yol belledik
iz izledik, gönendik.
Duyduk ki özgürlüğün Afrikalarda karşılığı
doğuda batıda karşılığı
kan ve gözyaşı imiş
zulüm büyük başlı dev
obur bir cüssedir
kan ile can ile zıkkımlanır
büyür karanlık
acı, üzünç, yoksulluk.
Gelin ağlayalım göz yaşlarımız
hâlk edilmiş halkın sevinci olsun.