DEHŞET
DEHŞET
Tekin değil gördüğün sabah
Her karesi dehşet olan fotoğraflardan
Âni bir ölüm düşüyor ellerine
Rüyâsında okuldan kaçan bir çocuk
Hepimize kırgın bir yüz olarak
Gözleri açık bırakıyor rengini toprağa
Sabırlı bir infiâli yaşatan kader
Kuşlukla uyanmak isteyen bir evin çatısından
En kavî duruşuyla
Gaflet içinde kalan bir kavmin
Yeni saatini kuruyor
Endamlı dağlara kederler ekleyerek
Nereye bassa kirli toprak
Söğüt ağaçlarının yasından besleniyor ırmaklar
Güneş vurmuyor odalarımıza
İçimiz karanlık bir geceyi ağırlıyor
Ne kuşların haberleri ne şövalye resimleri
Döşeklerimizdeki uyku çok derin
Siperde hâinliklerimiz sinsi bir gecede
Mezar kazıyorlar içimizin serin ırmaklarına
Işıkları kim söndürdü gördünüz
Meleklerin hışırdayan sayfaları bitti
Çünkü cânımız isyan ediyor
Gittikçe güçleniyor bizi içine çeken ırmak
Bu ölümden önceki son bahar
Hangi çiçeğe baksak bütün renkleri sarı
Çoktan kapatmış hayat perdelerini
Her şey toprağa karışırken
Çöküyor üstümüze gece arz sarsılıyor
Geride kalıyor dünya korkuları