MEHLİKA SULTAN

MEHLİKA SULTAN  

 

Mehlika Sultan'a âşık yedi genç

Gece şehrin kapısından çıktı:

Mehlika Sultan'a âşık yedi genç

Kara sevdalı birer âşıktı.

 

Bir hayâlet gibi dünyâ güzeli

Girdiğinden beri rü'yâlarına;

Hepsi meshûr, o muammâ güzeli

Gittiler görmeye Kaf dağlarına.

 

Hepsi, sırtında abâ, günlerce

Gittiler içleri hicranla dolu;

Her günün ufkunu sardıkça gece

Dediler: ''Belki son akşamdır bu.''

 

Bu emel gurbetinin yoktur ucu;

Daima yollar uzar, kalp üzülür:

Ömrü oldukça yürür her yolcu,

Varmadan menzile bir yerde ölür.

 

Mehlika'nın kara sevdâlıları

Vardılar çıkrığı yok bir kuyuya,

Mehlika'nın kara sevdalıları

Baktılar korkulu gözlerle suya.

 

Gördüler: ''Aynada bir gizli cihan...

Ufku çepçevre ölüm servileri...''

Sandılar doğdu içinden bir an

O, uzun gözlü, uzun saçlı peri.

 

Bu hazin yolcuların en küçüğü

Bir zaman baktı o vîran kuyuya.

Ve neden sonra gümüş bir yüzüğü

Parmağından sıyırıp attı suya.

 

Su çekilmiş gibi rü'yâ oldu!..

Erdiler yolculuğun son demine;

Bir hayâl âlemi peydâ oldu.

Göçtüler hep o hayâl âlemine.

 

Mehlika Sultan'a âşık yedi genç,

Seneler geçti, henüz gelmediler;

Mehlika Sultan'a âşık yedi genç

Oradan gelmiyecekmiş dediler!..

Bugün 176 ziyaretçi (216 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol