KOMUT
KOMUT
Söylenceye göre bir komutan meşhur nutkuyla
bir ara “saat kaç” demiştir ya oldukça sayrıl
sonrasında ise donakalmıştır. Ne çare.
Sarayda yaşamış olmasında da sözüm ona
muasır bir öfkenin tezahürü olsa gerektir
yoksa ki tevatür. Çünkü iktidarında saray;
haini vatandır.
Dahi bu ne haldir demesi olmamıştır kimsenin
bu ne ikilemdir? Kuşkulu hamledir? Herkes;
sus pus olmuştur.
Börtü böcek olsa sakinleştirirdi tabiat
saksısında çiçek. Lâkin olmamışmış hiç
karşısında bir dahi onun kadar
bir general bir paşa.
Ama ne çare. Dil dolanmıştır kuzgun olmuştur
alıp götürmüştür kitabın içindekilerini
olmuştur ilga.
Kimi mazbatalarda buz kesmiştir duvarlar.
Neyse! Paşa paşa durmuştur kalbi. Hiç ama
nabzı da atamamıştır bir daha.
“Morte” nece’dir acaba? Sofralarda geniş odalarda
kurunda, kurultayda, rakı sofrasında. Artık
gelme ölüm gelme diyememiştir komut. Ne çare.
Mazbatalarda buz kesmiştir duvarlar. Ne çare.
Kapçık ağızlılar rüküş madamlar şaşa kalmıştır.