GÖKMAVİ
GÖKMAVİ
bir cuma günü beyazid meydanında
beyazid-i bistami ile kolkola girip
horasanın köpeklerini konuşmak istiyorum.
beyazid-i veli sitemkâr bakışlarıyla beni
tekmil tesbihatı ikmal edecek kadar
bir serzenişle, belki de kaş çatmasıyla
sirenlerden sonra kalabalık bir huruç için
tekbir tekbir büyüyorken halk.
kelimei tevhid şanlı bir rüzgârdır artık
dervişlerin kalyonları; amanın
denizden bir nağra kopartacak
dalgalar kabaracak
kara korsanın gemisi
kayalara çarpacak.
cüneydi bağdadi mütevekkil bir o kadar sermest
şehrin mutena tepelerinden kuşlar uçurtacak
biz birkaç bağrı yanık sultanahmette olacağız
müthiş bir hutbe irad ederken hocaefendi
ayasofya vakarla bakacak
firuzağada kavak yelleri esecek
tesbihatı tamam edecek rüzgâr
tekbir tekbir büyüyorken halk.
o vakit ben mavi kanatlarımı kuşanıp
bir nida bırakacağım gökyüzüne.
ya hay. ya hakk. ya hakimi mutlak.