LA LUNA

LA LUNA  

 

bana Zaman ve La Luna

herşey gitti bak

herşey ağlayarak gitti

sular soğudu

bir Kurban düşüyor şimdi aramıza La Luna

üçümüzden biri kurban

serin bir çizgi çekiliyor gökyüzüne

çok geç çok geç artık

 

terkedip gidiyor beni teker teker bütün güneşlerim

bir daha hiç dönmeyecekler mi yaşamıma

alnımdan fırlayan bir Kartal yarıp

geçiyor göğü

görünmez bir Çarkın çıldırtıcı gürültüsü

duyuluyor bir yerlerden

 

uzak anılar

yengeçler gibi

çıkıyorlar bir gün batımına

 

son güneşler son güneşler de düşüyor

bak

tüm metal dairelerinle sen çıkıyorsun yaşamıma

 

görünmez güçlerle

karanlık ve anlaşılmaz acılarla, uyandırdığın,

tıpkı kendin gibi,

korkutucu gözüküyorsun

sende hiç insani bir şey yok mu La Luna

 

herşey mümkün herşey açıklanabilir gözükse de

birşeyler kenetlenmiş bir yerlerde

sen yine de gel İmparator, Gece

ve beni al son bir kez karanlık gözlerine

 

saçımı ör eskil bir anahtarla La Luna

yüzümü yaralarımı sar sarmala

çaputlar ve karalarla La Luna

beni o yabanıl şölene hazırla

karanlık duvarlardan geçen siluetler gibi

lacivert geceyi bekleyen buzdan çiçekler gibi

belirsiz bir denizi tarayan bir fener gibi

uzayda gümüş bir sarkaç gibi sallanan

Darağacındaki Adam.

bir Keşiş, bir Lehimli

adamotu büyütüyor gözyaşlarından...

 

isli bir camın altından geçirilen

zehirli bir duman gibi

bulutlar, senin üstünden, kayıyor

kayıyor, La Luna, başlar ve sonlar

 

bana Zaman ve La Luna

biraz zaman

duyayım bir kez daha o selenli liri

ve Sirenleri, mor şarkılarıyla, uzaklardan...

Bugün 228 ziyaretçi (782 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol