GÜLLERİN EFENDİSİ YA DA ÇOCUĞUN ÖLÜMÜ
GÜLLERİN EFENDİSİ YA DA ÇOCUĞUN ÖLÜMÜ
I
Ey kuşluk vaktinde kavalıyla konuşan
Sana sormuyorum kuyuya düşen kim
Ayı parmağıyla bölen kim
Çekirgeleri meydana süren
Ve tufana gemiyi bulduran
Sonra zakkum ağacını
Sonra bıldırcın etini
Ve sonra sarımsakla soğanı
İşte içimizdeki dünya
Kanayan bir yanardağ gibidir
Bazen akarda akar lavlar gibi
Bazen patlarda ülkeler yıkar
İçinde taşıdığı ihtirastan ötürü
Yapayalnız kalır gün ortasında
Güneş alnına vurur toprağın
Toprak çatlar
Bulutlar kanatlanır sonra gök kararır
Şimşekler çakar, yıldırımlar düşer
II
Ey merhamet tutanağı!
Sana ulaşmazsa topladıklarım
Hangi tarih, hangi deniz yansıtır bunu
Yosunlara çarpan dalgalar neyi söyler
Ilgıt ılgıt akan ırmaklar
Nereden yol bulur senin avuçlarına
Balıkçı korkarsa eğer fırtınadan
Oyunsuz kalır yarasalar
Şimdi söyle güllerin efendisi
Sahipsiz mi kalacak vurulan çocuk
Dallarından koparılan tomurcuk
Eğer konuşursa aynalar
Çocuklar ölmeye başlar
Anneler ölmeye başlar
Genç kızlar ölmeye başlar
O nedenle suskunum efendim
Söyle güllerin efendisi
Söyle güllerin efendisi
Öç almak için ne yapmam gerek
Anladım, taşları sana toplamam gerek