MUM
MUM
Kaderim yanmaktı yıllarca yandım
Eridim sürekli bir kızıl lâleye bakıp
Yandım ve mecâza yol buldu kalbim
Sessizce çekildi aramızdan karanlık
Başımda ney üfledi bir derviş
Sırrıma tanık olan şamdandan başka
Ne güneşi gördüm ne ay’ı
Derviş üfledi ve ben eridim
Sabah oldu penceremde
Sevinçle öten bir Yusufçuk kuşu
Hırkamda kan gördü
Bir gül oldum erenler bahçesinde
Bakışım tenhâ aynam berrak
Aşk derdinde sarp yolları aşarak
Usulca girdim üstelik mahçup
Yârin merhamet kapısından
Vakit gece mi gündüz mü bilmem
Gölgem kayboldu çünkü
Ben o muyum o ben mi
Tanıdık bir yüz çıkıyor karşıma
Terk-i dünya ve tebdil-i mekan
Size kaldı sıradan bir hayatın
İyice solgun fotoğrafları
Kapadı dükkanını bezirgân
Uzun bir tavaf oldu ömrüm
Sûret yok seyr-ü sefer vakti
Yokluk üzre tenden geçip
Soluk bir tülbent örtüyor yüzümü