ÖLMEK ZAMANI

ÖLMEK ZAMANI  

 

dağılırdı saçlarınız yaz akşamı

batan güneşe karşı / kumral

susardınız ne de çok susardınız

anlaşılması güç susmanızın anlamı

sanki bir bulmaca uzun bir sarmal

uzadıkça sersem eder adamı

o zaman sevmek değil ölmek zamanı

 

(uzak bir kız sisli mavi susarsa

acılarla yüklüdür suskunluğu

akıl almaz tehlikeler içerir

hele hayatında bir sürgün varsa

kelepçe kuşlarının buz gibi uçuştuğu

o siyah tren uğultularla gelir

bütün üçüncü mevki cıgara dumanı)

 

bana susar bir hayalle konuşurdunuz

hani fakülteden çıkarken vurmuşlardı

kollarınızda ölen tıbbıyeli çocuk

birbirinize nasıl da uymuştunuz

sevginizde yüceltici birşeyler vardı

korku bulaşığı garip bir mutluluk

bir filmi hatırlatan belki bir romanı

 

(uzak mavi kız dalgasız bir su

ah onun yalnızlığı benim yalnızlığım

içimizde gemiler ansızın yol kesiyor

ansızın beni de vururlar mı korkusu

izlendiğini sanmak her gece adım adım

şehrin karanlığında devriyeler geziyor

telsizde cızırtılar / cinayet alarmı)

 

eflatun ve ıssız ağzınız bir muamma

susardınız arkasında susmuşluğunuzun

tekrar tekrar sizi duruşmaya çağırırlar

geç vakte kalır sorgular bitmez ama

hapislik nedir ki / unutulmak asıl sorun

seyreldikçe seyrelir istanbul'dan mektuplar

ne arayanı kalır gittikçe ne soranı

 

(baksa da beni görmüyor sanki yokum

duymadığı açık anlattıklarımı

sessizliği kalabalık giremiyorum

ölüler kuşatılmış sağımı solumu

geçmişte yaşıyor biliyorum

bir anlatabilsem onsuz olamadığımı

o zaman sevmek değil ölmek zamanı)

 
Bugün 50 ziyaretçi (312 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol