DAĞ
DAĞ
Dağlara inince karanlık
Mezarı başında bir dervişin
Bir ışık yanar
Bir âh çıkar karıncaların dilinden
Diz çöküp ırmağı öpen serçe
Suyunu bir yılanla paylaşır
Şifâlı elleriyle dedenin
Yaralı bir kartalın yüzü güler
Ekmek su ve zeytin için
Bu tepeye tırmanmak gerek
Yalnız gözlerini kapa
Niyaz vaktidir servilerin
İşte rüzgâr içinin depremi
Ay ışığı altında divâne bir gönül
Kim gördü gecenin eli
Öperken toprağın yüzünü
Yoksul bir gündüzden sonra
Bereketli bir akşam âyini
Dedenin renk renk gülleri
Yeni bir can sunarken toprağa
Mühlet bitti çözüldü dil
Beden nedir ki konuşan kalbim
Aşk bir duâ menekşe renginde
Hasretle serin sulara koşan