ÖYLE Bİ

ÖYLE Bİ

 

Temiz gömlegimi giydim talimden sonra

Ayaklarını yıkıyor çeşme başında erler

İşte sen öyle bir serindin

Tuzladan kaptılarla inerken şehre

Ne güzel şey sivil denmesi çıplağa

Ve gün-açık penceresinden meselerin

Yamacın kuytusuna sokulmuş mavi

Ufacık bi parça deniz gibiydin

 

Şipka biberleriyle konmuş okulun camlarına

Arnavut Köyünün o muhacir güneşi

İste sen öyle bi cumartesiydin

Sahanlıkta saçlarını tarıyor kızlar

Raylar ondan böyle kıvılcımlanıyor

Köşeleri dönerken, önlükleri altından

Dünyaya başlar gibi aybaşlarının kokusu

Kalkan al tıramvaydın ergenlik durağımdan

 

Meyvahoşun orda bir sabahcı kahvesi

Gün ağarmıştı ama ben günaydın demedim

İşte sen öyle ışıklı bir yerdin.

Bilmiyordum hiç burda bir fırın olduğunu

Diz çöktüm asfalta, baktım aşağı, üüüü'üh!..

İşçiler ateşler ay çörekleri

Ve kılıc gibi taze ekmek kokusu...

Dağıttık evvel-allah yalnızlıkları

 

Yaşamak düğünse, sen orda gelindin

Seni soydum, Güler, dünyayı giyindim

Bugün 152 ziyaretçi (496 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol