ŞEYH VE ÖLÜM

ŞEYH VE ÖLÜM   

 

İki zabitin ortasında oturmuş

beyaz elbiseler içinde

beyaz başınızda sarık

kuşağınız geniş ve muhtemelen siyahtır

fotosuretiniz alınmıştı şeyhim. Kudüm yoktu

kayıtlara geçmişti mahkeme zabıtlarına

tarihin sararmış sayfalarına.

 

Diyarıbekir ile Çabakçur arasında

ve dahi elaziz’e doğru bir nida olarak    

dolaşıyordunuz. Daha

genişliyerek

dağlara vurarak kendinizi.

Kartal olarak ta kanatlanabilen

süzülebilen doruklardan

muttaki bir bakış atfederek ufka

yakılacak yüreğin

akacak kanın

duracak nabzın başlangıcında. Şeyhim

nasıl dı doğuşu güneşin? Kuşluk vaktinin,

ikindinin, teheccüd namazının?

 

Şehre rızai bari ile salmıştınız

lahuti ve mübarek nefesinizi: Biliyorum.

Bakışlarınız mülayim

sevecen ve insani idi

yüreğiniz muhteşem bir gülistan.

 

Demek ki darağacında da şeyhim

güzelleşebilirmiş ölüm.

Diyarıbekir ile Çabakçur arasında

ve dahi elaziz’e doğru bir nida bırakarak.

Bugün 136 ziyaretçi (393 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol