KURBAN
KURBAN
Mevsimler değişti
Yapraklar sarardı sararacak
Akşamı telaş içinde istila eden karanlık
Alıp götürüyor gölgelerimizi
Aşk gibi şeylere aşina olmayan
Kendi kendinin yalnızı insanlara
Tarassut etmek düşüyor sokak lambalarını.
Sahi biz hangi pınarın suyunu içmiştik
Ağlamış, acılar biriktirmiştik
Hangi köprülerdi onlar atılmıştı aramızdan
Güneşimiz çalınmıştı değil mi.
Bire kaç verecekti toprak bu şehitler vadisi
Kırağı düşmeyecekti çekirgeler uğramayacaktı
Güneş de doğacaktı üstelik
Ey güzelliklerin habercisi olan seher yeli
Alıp başını giden serinlik
Benim aklım ey. Ben görmeler kalebendi
Ben aşksız yaşamaklar orkidesi
Kurban yani.
Gülendam artık götür beni ateşlere yak beni
Gönül çırasına tutuştur beni
İçinde prangalar taşıyan üzünçleri ilga et
Allı yeşilli yıllar nerede kaldı sor
Nerede kaldı yüzlerini güneşle yıkayan kadınlar
Gülendam, bülbülü olmayan bahçelerin nazlı kızı
Arkaik bir motifi acımasızca taşa vuran çılgın
Viva metal bir zamanda
Aramaklar çağının küpeştesinde
Haddizatında
Hiroşima Nagazaki Halepçe
Bağdat Kudüs
Yani kurban.
Haydi gülendam al götür beni
Ateşlere yak beni.