ÖZGÜRLÜĞE DOĞRU

ÖZGÜRLÜĞE DOĞRU  

 

Bırakıyor ardından belalara beni

Tedbirim öldü gövdemin binası geçti

 

Göğsümde ince gergin çelik bağcık

Tenimi bastıran içerilere

 

Bağırıyor leylaklarım ağlıyor ağlıyor duvarlar

Çatlayacak gibi susuz düzgün ve biçimli sanatlar

 

Çocuk yığılıyor kalp kalp üstüne konuyor

Bir baba damarı vuruyor sökülen nabzım

 

Şimdi batar birkaç nesil azdıran bozgun

Simsiyah aklım ve beyaz bir nokta kalbim

 

Kader akışı alkışlanıyor her kârım

Nazlı buluş git git kabarıyor dalgalar

 

Çare yok gür gür bağıracağım yoksa bu sefil

İsyan yüklü gemi zor kayalıklarında gönlün

 

Harp. Ezilen etim söğülen köpekliğin için değil

Güzel ölçülü zulmetmeden yeterince öldürüşüm

 

Harp geliyor bir güzel bilendin mi kardeşim

Binlerce cilt tutuyor kılıçların hançerin

 

I believe in you believe in we believe in

In la ilahe illallah la ilahe illallah

 

Şimdi halk yüceldin guslet suyun götürmesiyle kuşan

Yüzün kolların ateş yakmaz başın ince ayakların

 

Dünya bir konak bir konuk ölümsüz hayat içre

Geçildikçe hor öpüldükçe soyunur şehvete

 

Şehvet ahırı değil yeryüzü

Domuz ahırı değil yer toprak

 

İki bakışımın arasında bulduğun toprak

Dört köşe duvarlar siyah örtü ve göç sesleri

 

Kapanıyorum kabul et öyle buyur

Bin açılı örtüye daha sar beni

 

Bin yıl bin daha

Dursam kapında

 

Sayısız perdeden bir perdecik kalksın için

Başım yüzüm kızarır haddim olmaz aslında

 

Sakin ve gövdemin mızraklarını döken bir geliş

Vara gele ancak birkaç ağaç alıyor göğsüm

 

Sakin ve daha sakin mızraklarım dökülsün daha

Aniden çıkıp havlayan köpekte emanet bugün

 

Binbir helak ve Allah selamıyla girilen ovada

Bir dağ gibi diz çök kendine ırmak ol tut tut bırak yıldırımları

 

Sakin daha sakin kımıltı yok bakışında

Bırak toprak altında göl olsun gözyaşın

 

Bir çeşit isyandın gönül ağlaması ilacın

Destur. Nice uzlet makamından geçersin şimdi

 

Şimdi çağırıyor o güzel aşka beni yalvarıyor beni

Duruyorum ve çeşit çeşit ölüm omuzumun binileri

 

Bu ova cennet olmalı sayımızca bir cennet safı

Bu çukur ateş olmalı sayımızca bir cehennem safı

 

Ya bu yol. Ayağın sahibi gövdeden habersiz yürüdüğü

Gövdenin ayağa merbut ayağa dönük ayak kesildiği

 

Sen gönlünü yukarıya bil

 

Bir dağ nasıl söylerse öyle söyle

Bir dağ nasıl inlerse başla öyle

 

Ey zarif sen de ata yoluna meylettin

Korkarım binbir belaya dayanmaz sıkletin

 
Bugün 37 ziyaretçi (105 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol