EMİRGAN'DA ÇAY SAATİ

EMİRGAN'DA ÇAY SAATİ

 

çerağan sarayı'ndan büyükdere'ye

üşümek sonbaharında eski çınarların

    uzadığı yerlerde gizlice akşamların

    başlayıp adeta kendini dinlemeye

kafeslerin ardında bol gözlü bir kadın

ansızın giydirilmiş ipek feraceye

    bir çay yalnızlığı emirgan'dan öteye

    değdikçe ısındığı yaldızlı bardağın

nedim'den yansıması tatyos efendi'ye

tenha bir genç kız sesiyle hicazkar'ın

    kuytularda çürüdüğü bağdadi yalıların

    yorgun sarmaşıklarıyla sarkmış bahçeye

soğuk kuşlar gibi dağılır boğazda

rüzgarın getirdiği donuk bir yağmur pusu

    istinye'de gemilerin karanlık uykusu

    kırık direkleriyle dalgın ve hasta

birden içimi kaplayan ölüm korkusu

selam verilince meçhul bir namazda

    gazali'yse biraz mevlana biraz da

    kubbenin altındaki divan uğultusu

'şeref' vapurundan en kirli beyazda

yüzlerce harbiyeli sürgün yolcusu

    havada bir asılmış adam kokusu

    istanbul jöntürkleri hüzzam bir yasta

yankılarıyla telaşlı geceleri bebek'ten

motorların taşıyıp o kadar bitiremediği

    en yılgın sonbahar benim gözlerimdeki

    çok daha dumanlı mütareke günlerinden

alaturka saat kaçta ikinci tö"mbeki

miralay sadık beyin nargilesinden

    dem çekip kumrular gibi sebilleri senlendiren

    osmanlı sehpalarının gölgesindeki

emirgan'da acılaşmak koyu bir semaverden

çaylar gibi kararıp kaç defalarca eski

    bir şiir üzüntüsüyle müseddes biçimindeki

    çoktan unutulmuş kilitli defterlerden

 
Bugün 31 ziyaretçi (179 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol