ANADOLU ACISI

ANADOLU ACISI

Anadolu, Anadolu, ah Anadolu!..

Bir yanında güzellik, incelik ve nur...

Bir yanında bin yıldan beridir süregelen

Toz-toprak, tezek, çamur...

 

İnsanlar gördüm sende; imbikten geçmiş gibi

Yüreklerinde sıcak, misilsiz bir merhamet

İnsanlar gördüm yine: Hayın, cahil, asabi...

Taş Devrini yaşayan bir kaba kuvvet.

 

Sivas'ta, Divriği'de, Erzurum'da, Konya'da...

İnce sütunlar gördüm, şadırvanlar, kubbeler...

Bir yanda oya gibi işlenmiş pembe mermer

Öte yanda öbek öbek, çirkin kaba, şekilsiz

Kerpiçten harabeler...

 

Bağışlasın şimdi bizi, vatan uğruna

Şehid düşen yüzbinlerce adsız kahraman

Çünkü seller bir yandan götürür toprağımı

Rüzgarlar bir yandan...

 

Unutulmuş Türklüğün ceylan yürekli töresi

Çiğnenmiş İslamın koyduğu kesin yasaklar.

Bir avuç buğday, bir tutam ot, bir karış toprak için

Konuşur mavzerler, bıçaklar...

 

Ve dul kalır kadınlar bir hiç yüzünden

Vurulur gelinler telli-duvaklı.

Bir ağıt başlar sonra yetim kalan evlerde

İnce, uzun, ağlamaklı.

 

Anadolu, Anadolu, Ah Anadolu

Böyle görmeseydim seni, böyle tanımasaydım

Yüreğim olmasaydı binbir yerinde...

Yaşasaydım yine seni acı duymadan

Anamın Azeri türkülerinde.

 
Bugün 38 ziyaretçi (147 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol