LODOS

LODOS
 

Başlangıç

Kim bilir kaç milyon ton ağırlığında
                                        ummanda çalkalanmakta su.
En yalnız dalganın üzerinde
                                        boş bir konserve kutusu...
 

1

Bir aydır ki hapisane geceleri böyledir :
kızgın dişi kediler
— apışları ıslak
                    tüyleri diken diken
                    enselerinde diş yerleri —
                                          bazan kuş
                                          bazan insan sesi çıkarıp
                                                      dolaşıyorlar
                                                      gebe kalana kadar.

Mevsim bahara yakın.
Hava lodos.
Nasıl şiddetli
                   nasıl sıcak esiyor...

Biz altı yüz adet
            kadınsız erkeğiz.
Alınmış elimizden
            doğurtmak imkânımız.
En müthiş kudretim yasak bana :
yeni bir hayat aşılamak,
bereketli bir rahimde yenmek ölümü,
yaratmak seninle beraber :
sevgilim, yasak bana etine dokunmak senin...

Mevsim bahara yakın.
Fırtına.
Lodos.
Nasıl şiddetli
          nasıl sıcak esiyor...

Bir yerlerde bir cam kırıldı yine
                                          — bu gece bu üçüncüsü —.
Hangi boş koğuşun kapısı açık kalmış,
                                                    küüüt, küt,
                                                           nasıl çarpıyor...
 

2

Tepedelen cephesinde bir ceset,
örtülüyor altında karların,
ve başından uçan miğferi
                    yuvarlanıyor önünde rüzgârın...
 

3

Fabrikanın avlusunda
                                    elektrik ışığı,
ucunda ince bir telin
                                    sallanıyor iki yana.
Bir kadın.
Boynu çıplak,
uzun saçlarıyla etekleri uçarak
                                      atölyenin kapısında...

Rüzgâr vurdu putrellere.
Atölyenin saçağından
                       büyük bir buz parçası düştü yere...
 

4

Ovaya dörtnala yaylılar iniyor :
çıngıraklar hamutlarında beygirlerin.
Ve iki yanda çırpınan muşambalarıyla
koşuyorlar gece yarısı denize doğru...
 

5

İnce uzun kılçıklardan ibaret kalan kavak ağaçları
                                                           aydınlıktılar
                                                           mehtâbolmadığı halde.
Ve kalın
ve dallı budaklı kestaneler kımıldanıyor
                                            — iki yana sallanıyor değil
                                                 ağır ağır yer değiştiriyorlar âdeta —
gidiyordu göz alabildiğine
                                  yıldızların ışığında
                                               yapraksız ahşap kalabalığı...
Buna rağmen bu lodos,
                           bu uğultu.
Buna rağmen havada
                            dişi bir ten kokusu
                            ve yüklü bir yumurtalığın sıcaklığı...
Dağlarda kar çözülüyor.
Yürüyor usareler
          yapraksız dalların ucuna doğru.
Gebe.
Gebelik.
Mevsim bahara yakın
ve doğumun
             — korkunç
                                güzel
                                         ve sıcaktır —
günü doldu dolacak...

23 Ocak 1941

Bugün 227 ziyaretçi (753 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol