UYUDUĞU BEŞİĞE

UYUDUĞU BEŞİĞE

 

Ey şimdi gül koması, gamlı, hüzzamlı beşik

Dikenleri bağrına gömen cüzzamlı beşik

Hatırla o hayalin dolunay çehresini

Saba Melikesi’nin uğuldayan sesini

O hayal, ummadığın anda vurmuştu seni

Antika bir iskelet gibi görmüştü seni

Yıllarca beklemiştin ansızın gelir diye

Kollarında ışıklı bir dünya bulur diye

Rakkase rubailer tutununca bahtına

Oturmuştu kibirli perilerin tahtına

Mısra-ı bercesteye benzerdi her dudağı

Karanfiller içinde gül kokardı kundağı

Ufacık bir inkisar yayılan gözlerinden

İstanbul çeşmeleri süzülürdü derinden

Ey şimdi tabutuna baykuşlar konan beşik

Ölümlü her umudu sevgili sanan beşik

Bu yılanlı karanlık biter mi, bilmiyorum

Ben de tabut misali kırgınım, gülmüyorum

İnfazını bekleyen ölü bir sanık gibi

Yarı uyku sarhoşu, yarı uyanık gibi

Sersefil uzanıyor ellerim sana doğru

O öyküler güzeli bakıyor bana doğru

Dedin mi: Bu ağlayan, kahraman bir delidir!

Ordusunu çöllerden uçuran küpelidir

Kalbimi bir kez olsun avucuna koydun mu

Kirpiğini inciten gölgeleri kovdun mu

Yüreğim parça parça aktı mı gözyaşında

Hayyam feryad-ü figan eyledi mi başında

Yandı mı İbni Sina bu muamma derdine

Geceler mum yaktı mı aşığın en merdine

Yoksa, elin-ayağın dolaştı mı ben gibi

Çaresizlik ruhuna geçti mi kefen gibi

Ey şimdi her köşede hülyasız kalan beşik

Ey O’nunla tattığı mutluluk yalan beşik

 
Bugün 48 ziyaretçi (250 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol