SANA SESLENMEK İÇİN

SANA SESLENMEK İÇİN

 

Gece sessizce başlıyor ve ırmağın-

Öte yakasına geçiyor atlılar.

Bir papatyanın acısını dinliyorum.

Gökyüzü gitgide genişliyor.

Islak yaprakların derin yeşilliği

Islak dağların uyandırdığı keder.

Kendime bir demet çiçek topluyorum

Öğretmenimin iliklediği göğsüm

Ne kadar genç

Ağzımda taptaze bir tütün kokusu

Ve taze ceviz kabuklarının kararttığı parmaklarımda

Bir ağız mızıkası.

Öğrendiğim ilk şarkılar

Yollar yollar yollar boyunca

Söylediğim ilk şarkılar

Sevgilim olan bütün kızlar

Siyah önlükleri ve

Kaçamak bakışlarıyla geçip gittiler

İlk fotoğraflarımdaki yakışıklı saçım...

Ey akşam, ey bir aşkın

Başlaması ve bitmesi

Ey turuncu akşam, bütün akşamların akşamı

Ey mor akşam, dudaklarım gibi moraran.

Gece evleri sardığında

Ve bahçeleri

Işıklar içinde kaçıp giden

Bir tavşan gibi yalnızım.

Yolun iki yanında kalan

Karanlık dağların ötesinde

Neler olup biter

Ve girdiğimiz uykulu kasabada

Lokantadaki uykulu cocuk

Olgun ışıklı lokantada

Olgun patatesler.

Bir adamın

Doğması ve ölmesi

Ve bazı işlemeler yapması hayatında

Bazı bağlardan

Üzüm toplaması

Bazı sinemalara gitmesi

Bazı kızları sevmesi

Ve ölesiye yalnızlık çekmesi

Bazı şehirlerde.

Ey akşam, turuncu ve mor akşam

Ey gökyüzü, ey benim

Gittikçe esmerleşen kalbim.

Şimdi beyaz bir kızın

Yanında olabilmek için

Bazı çılgınlıklar yapabilirim

Onu boynundan öpsem ve onunla

Dönyada olup bitenleri konuşsak

İngiliz birahanelerinde

Damalı kasketleri

Ve şaşılacak kadar yorgun yüzleriyle

Ve bütün emekçiler gibi

Çocuksu gözleri

Partal elleriyle oturan

İşçilerden konuşsak

Zencilerden konuşsak sonra

Gülünce bütün yüzleriyle gülen

Yakışıklı ve hazin

Zencilerden.

Gece dünyanın her yerinde

Geliyor ve her yerde

Aynı duygu uyanıyor kalbimizde.

Sen şimdi

Duvarına bir şiirimi asmışındır

Uyuyorsundur

Belki düşünüyorsundur

Sonuncu kattaki odandan

Yıldızlara bakarak.

Ve yıldızlar her zaman

Eski ve tanıdıktır.

Özellikle bir tren penceresinden bakıldığında.

İçimiz nedensiz bir hüzünle dolduğunda

Sırtüstü uzanıp toprağa

Baktığımız yıldızlar.

Bir harman yerinde ya da.

Düz bir damda.

Uzaktan

Bütün kürtçe türküler gibi

Yanık bir türkü gelirken

Sıcaktan bunalırken

Evler ve yollar;

Ve yaşlı kadınlar

Uyuklar gibi büzülüp minderlerine

Düşünürlerken eskisini

Olağanüstü günlerini

Gece sesizce başlıyor ve ırmağın

Öte yakasına geçiyor atlılar

Çalıların hışırtısını dinliyorum.

Sana seslenmek için

Yeni şiirler tasarlıyorum..

Bugün 175 ziyaretçi (237 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol