ÖTEKİ MİTHOSU

ÖTEKİ MİTHOSU

         

göze alırsanız eğer

kırılır

dağılır aynadan

sandığınız resimler

sözcükler kalır geriye

cam kırıklarına saklanmış

az ışıklı odalarda sözcükler

Ayna: anlam ve görüntü için sırlanmış kiler

bulur çıkarırsınız bir yerlerden

daha bulurken kararırsınız

çok önce öğrenmiştiniz: Bedel

özlenir ve kalır geriye

gerekenler

 

Sonra bir gün

Sizin için bir gün

Tehlikesiz, eski bir harita gibi

uyuttuğunuz aynaların tozunu silerken

elinize batar

bir zamanlar yaranızı kanatmış sözcükler

olaylar silinmiş, adlar unutulmuş, belirsiz bir geometride

yerini bir türlü bulamaz kişiler, ilişkiler

yalnızca bir duygu

dipdiri bir acı çok eski tarihli bir çağrışıma eşlik eder

bu nedir ki, yıllar sonra, telâşsız bir gün, ömrümüzün durulmuş

bir mevsiminde, içinizin kazınmış yerlerinden

ölümcül bir ağrı ansızın geri teper

 

Eğilip bakrsınız aynaya

Siz çoktan gitmişsiniz

Yerinizde sözcükler

Böyle zamanlarda sözcükler

Bütün bir hayatın yerine ikâme eder

 

Sözcükler.Tutmamış ömürlerin teyel yerleri

camlatılmış kelebekler, kurutulmuş akrepler gibi

başkalarına kaldınız

bir zamanlar sanmıştınız ki hayat

kitaplardan ve sözcüklerden geçer

kendinizi eskiten oyunlara daldınız

örneğin uzun tutulmuş bir önsöz yüzünden

kitaba geç kaldınız

Ki 'hayatınız' su içinde birkaç roman eder

Sözcükler.Büyülenmiş, içi doldurulmuş, bekletilmiş, kullanılmış,

anlamı çoğaltılmış, yani sizin

yerinizi bekler, diye

öğrendiğiniz

Bütün sözcükler yaşamı çaldı sizden

Aynadaki sandığınız şimdi bütün hayatınızı temellük eder

 

Bilirsiniz

aynalarla konuşur çok odalı evlerde büyüyenler

düşün yerine ayna

anların, durumların, duyguların yerine

sözcükler

masalın en iyi yani yeniden söylenebilmesidir

söylendikçe büyülenirler

birleşir nehirler, dağlar yer değiştirir, tılsım ve tehlike

çığ ve lâv, kılıç ve ipek, coğrafya ve tarih yeniden keşfedilir

ışığın kırılma yerlerinden geçerken

sırlanır yüzlerin kuytu yerleri

gümüş bir alaşımdır ilk imge: sınır ve melankoli

yani bütünlük ve binbir gece

ışıksız aynanın yalnız

olduğunu böyle öğrenirler

bir gün bir ışık sızar bir kapı aralığından

giz ve ihanet ödeşir

düş erir.masal biter.büyü tutmaz sözcükler

Görülmüştürler.

erken parçalanır çok odalı evlerde büyüyenler

 

Ya da böyle sağlamlaşırlar belki

her parçası kuzey yıldızıyken dağılmış aynanın

yola düşüp, yoldan çıkıp

hiçbir şeyi unutmadan, her şeyi yeniden öğrenirler

aynayı, mithosu ve ötekini

yeniden düşünmeye

erken gecikenler

 

ayna, mithos ve öteki

özgeçmişin vazgeçilmez elementleri

Ayna.Anayurdu ayna hepimizin.İçinden çıkıp kavuştuk dile

ve eyleme geçtik, ve kendimizi sınadık

ağır taşlar koyduk kişiliğimizin köşelerine

yani kendi kanunlarımızı varlığımızın yerçekimine

bilmeden ve böylelikle bütün yolcuları yasakladık kendimize

kırılmıştı sözcükler, parçalanmıştı ayna

anladık imgemizin yalnızca bir kovuk olduğunu

ve bunu öğrenmenin göçünde

dağıldık kuzey yıldızlarına

Şimdi uzak yollardan ve uzun maceralardan sonra yeniden

dönüyoruz

ülkemize, kimliğimize; imgemizi orada bıraktık

imge oyunlarını da

bırakarak yaşlandık birçok şeyi

Bırakmayı kabullendiğimiz günden beri.

ağır yalnızlıklardan geçtik, ödeştik kendimizle

bir uçtan bir uca savrulurken onca şey harcadık hiç

düşünmeden

oysa hâlâ ayrıntılar ve ayrımlar arasındaki

yollar kapalı bize

 

olgunlaşmakla göze aldığınız birşeydir bu, ya da düpedüz

yaşanmakla, umudun bazı çeşitlerinden boşanmakla, gelecek

için bunca zaman taşıdığınız birçok yükü atmakla

adına ne derseniz deyin, göze aldığınız birşeydir bu

yani başlar bir gün

sizin için bir gün

geç kalmış yüksek sesli soruların dönemi

sürçmeye başlar Dil sandığınız tekerlemeler

gündeme gelir yeniden

değişik çağlardan ödünç alınmış bilmeceler

gizini çözersiniz

kendiniz için kurduğunuz bütün Serüvenin

yaşlanmayan ve gerçekleşmeyen portrenizin

tozu alınmamış her şey yalnızca geçmişi yineler

 

sfenksi kendini sorulamış bunca yıl

tek kişilik korosu yanıtlamış

paradoksları kullanmayı hayatı anlamanın yolu sanmış

okuduklarından artıp, okuduklarına kalmış

göze aldığınız birşeydir bu

aynada portre, mithosda serüven, ötekinde giz

saklı dururken

yolculuklar taşımaz sizi hiçbir yere

Bunu çok önceleri öğrenmeliydiniz

 

oysa oturduğunuzda soruların başına, kaç saatiniz vardı?

ölecek ve yetecek

kaç saatiniz?

Zaman'ın saydam sırrı portreyi aynadan ayırmaktaydı

Başlangıçtı.

kazılarda eksilmiş bir kabartma gibiyidi imgeniz

sözcükler örselenmiş, aynalar pantimento

çıkmaz sokaklardı adresiniz.sığındığınız kalelerde birer birer

eksildiniz.

Çekip gidiniz buralardan.Her yaşın uçurtmaları vardır

birinin ipini çekiniz

şimdi gözlerinizin ermediği bir yerden yeni bir ufkun başladığını göreceksiniz

 

çok yaşar, çabuk ölür, ilk tuttuğu sipere tüm bir hayatın kalesini

inşa edenler

ayna silinir, mithos biter, gider öteki

kitaplar yalnızca ölümü erteler

yaşam çıplak.siz giyinik.Utanırsınız

kuşandığınız kavramlar kullanılmaz silâhlar gibi sizi terkeder

Öteki: çoktan eskimiş bir metafor, Dostoyevski'yi

ve onu izleyen sonrakileri anımsamak neye yarar şimdi?

Geçmiş bizi bırakıp gitti

O kadar çok şey öğrendik ki,

kendimiz için bile bir klişeyiz artık

En çok buna katlanamıyoruz

Farkındayız.Ve çürüyoruz.

Hepimiz artık gençliğin bizi terkeden kuşağındayız

Eğer göze alıyorsanız bu kadarı da size yeter

yedi renk, taze su, parlak ışık

her zaman yeniden okunacak bir kitap bulunur

öğrenilecek yeni sözcükler

durduğunuz yerde, her yere aynı mesafeden bakıyorsunuz

buraya geldiyseniz eğer, daha ne istiyorsunuz?

Bugün 225 ziyaretçi (265 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol