ÖLÜM RİSALESİ

ÖLÜM RİSALESİ

 

(annemle babama içli bir dua)

 

Ansızın gelen bir haberdir ölüm

Beyaz bir güvercin gibi

Bir mektuptur senden bana

Dökülür bütün yapraklar dallarından

Hüzün sarısı yakalar yürekleri

Sabırla bekliyordur nasılsa toprak

Ölümü ferman bilip düştüğümüz yollarda

Nasırlı elleriyle taçlandırır her zaman

Tarhana çorbası, kekikli ayran bir de tandır ekmeği

Buhur kokusu gibi yayılır gün yüzüne

 

Ey ölüm! beyaz haberler gibisin

Belli belirsiz yüreğimi yalar gibisin

 

Bir rüzgar gibi sarar dört bir yanımı

Bir bir azalır aramızdaki dostlar

Canım annem, biricik babamdır giden aramızdan

Geceyle gündüz gibi girer aramıza

Sinsi bir tuzaktır hayatla ölüm

 

Sessiz bir gemiye binmişçesine

Ağıtlar yakılır ırmaklar gibi

İniler iniler sükuta varır insan yüreği

Alınlar taşır bu gök kubbeyi

Omuzlara binmiş bir ölüm gibi

Adımlar dolaşır, dil susar yağmura karşı

Hiçbir şey getiremez giden yolcuyu

Bir gemidir denize inen

Bir yolcudur yükünü alan bir daha dönmeyen

 

Ey güzel hayat! ey görkemli dünya!

Neyin kaldı şimdi söyle!

 

Konuşan dudaklar sükuta geçmiş

Harmanı, hasadı, buğdayı bitik

Üç günmüş sahi dünya

Ne bana kalmış

İşte gidiyor geldiği yere

Ömürler verilen sürede durmuş

 

İstersen dünyayı sırtında taşı

Makamın, mevkiin ne önemi var

Kimseciklere baki kalır mı dünya

Hayat ne kadar kısa, ne kadar kısa

 

İşte dünya, bittiği yerde kabristan

Asıl hayatsa şimdi başlıyor

Kabul etsen de mahşeri var bu işin

Etmesen de musallada görünür

Ne malından ne de evladü iyalinden fayda yok

Ne işler işlediysen sonuçta sana kalan

 

Ey ölümün arka bahçesi! ey mahşerin ince çizgisi!

Sana sevdalanmaktan başka var mı çaresi?

Bugün 4 ziyaretçi (317 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol