İSTANBUL'A KAR YAĞIYORDU

İSTANBUL'A KAR YAĞIYORDU

 

Yetmişdokuzun kışıydı

Sertti, soğuktu

İstanbul'a kar yağıyordu

Kömür yanıyordu sobalarda

Geceleri polisler, bekçiler oluyordu

Bir de biz oluyorduk

Ölümüne üşüyorduk ha,

Yalan yok, polisler de üşüyordu

Onaltı yaşındaydım

Herşeyi bükecek bileğim vardı

Onaltı yaşındaydım

Aslan gibi ortadaydım

Gündüzleri, okulda coğrafya defterimin arkasına

Senin için şiirler

Geceleri duvarlara ülkemi kurtarmak için

Kahrolsun yazacak kadar adamdım

Onaltı yaşındaydım

Ne senin haberin oluyordu şiirlerimden

Ne de birileri kahroluyordu

Mahalle duvarlarına çiziktirdiğim harflerimden

Onaltı yaşındaydım

Yalan yok

Ben yazmaya böyle başladım

Coğrafya defterim bir eskiciye kurban gitti

Duvarlarına yüreğimi bağırdığım o evler birer birer

Yıkıldı gitti

Şimdi güzel kağıtlara yazıyorum

Kocaman laflar ediyorum

Marşlar biliyordum

Kitaplar okuyordum

Koşarak ve ıslanmadan geçiyordum sulardan

İstanbul'u seviyordum

Seni seviyordum

Dualar öğreniyordum

Meydanlarda toplanıp bağırıyordum

Herkes gibiydim

Herkes kadar cesur

Herkes kadar korkak

Herkes kadar filinta delikanlı

Ve herkes kadar buralı

Yetmişdokuzun kışıydı

Sertti soğuktu

İstanbul'a kar yağıyordu

Ağzımızdan dumanlar çıkıyordu konuşurken

Haliç'in arkasında toplanıyorduk

Gece adamı içine çekiyordu

Biz geceyi içimize çekiyorduk

En güzel ben yazıyordum duvarlara yazıları

Herkes beni seviyordu

En güzel şiirleri de ben yazıyordum oysa

Coğrafya defterimin arkasına

Bunu kimse bilmiyordu

Sizin evin duvarına "kahrolsun" diye yazıyordum

Ve hızla kaçıyordum

Sizin evin duvarına birkez olsun

"Seni seviyorum" diye yazamadım

O zaman duvarlara öyle şeyler yazılmıyordu

Dedim ya

Yetmişdokuzun kışıydı

Sertti soğuktu

İstanbul'a kar yağıyordu

Bugün 522 ziyaretçi (663 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol