İLKBAHAR

İLKBAHAR

 

Toprak sürgün veriyorsa eğer

Söylüyorsa türkülerini ilkbahar

Arılarla kelebekler tutuşmuşsa dansa

Ve inceden inceye akıyorsa ırmaklar

Vakit sabahtır çiğ düşüyordur güle ve yaprağa

O zaman bahçelerde bademler

Yol kenarlarında zerdali ve şeftali ağaçları

Çalı diplerinde sümbüller ve menekşeler

El sallıyordur inan bana.

 

Yine içimde hoyratçalar

Nazenin bir türküdür laleler

Alaca karanlıkların rüyasına tutunan

Pembemsi gülüşmeler yansıtır genç kızlar

Ve sonra yakalanır içimdeki aşklar

Bir şarkıya dönüşür iç ırmaklarım

Yusuf’u Züleyha’yı tanıyınca

Ve hüthüt kuşunu ve yusufcuğu

Oysa inşirahta genişler bütün sadırlar

Bir de yağmura tutunan dualar eklenmeli

Gecenin sırlarını fısıldayan hilale

Sonra dolunaya sonra samanyoluna

Sonra yağmurlara sonra dualara

Ve sonra ve sonra

Sendedir bütün ayrılık türküleri

Bütün ihtişamıyla aydınlık zamanlar

Ve Yusuf’un rüyası

Musa’nın asası

Ve Nuh’un gemisi.

 

Oysa sesini işitmişti bütün yıldızlar

Samanyolu senindi çünkü

Denizler ve dağlar seni söylerdi

Bir çoban değneği bir derviş nefesi

Uyandırırdı çiğdemleri

Yeni bir mevsime düşüvermiştik sanki

Sanki bütün günler ilkbahardı.

Bugün 384 ziyaretçi (896 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol